Muğla'nın Suyu Sulanıyor

Muğla'nın suyuna su katacak desalinasyon projesi için iddialı adımlar art arda atılıyor.

Köşe Yazıları Yayın: 28 Ağustos 2025 - Perşembe - Güncelleme: 28.08.2025 12:18:00
Editör -
Okuma Süresi: 7 dk.
192 okunma
Google News

Muğla'nın suyuna su katacak desalinasyon projesi için iddialı adımlar art arda atılıyor. 

Bodrum Bitez'de yüzer platform ile deniz suyu arıtılmasına başlandı. Bodrum belediyesinin MUSKİ ana hattına su ilave yetkisi olmadığından, elde edilen suyun bahçe sulamasında kullanılacağı açıklandı.

Muğla Büyükşehir tarafından servis edilen habere göre, 2 milyarlık bütçe ile kurulacak tesiste, Ekinanbarı yatağındaki düşük iletkenlik ihtiva eden su, desalinasyon sistemi ile arıtılıp Bodrum'un sistemine verilecekmiş. 

Anlaşılan o ki ; yaşam kaynağı olan su, siyasetin ve sermayenin malzemesi olarak, tartışılır hale gelmiş. Vatandaş hazır, çeşmeden su aksın da, kaynağı ne olursa olsun, psikolojisine getirilmiş ne de olsa. 

Suyun önemi hususunda farkındalık oluşturabilme gayesiyle, 2019 yılında 22 Mart Dünya Su Günü münasebetiyle bir panel düzenledik. 

O zamanki şartlar daha müsaitti. İlçe başkanı ile irtibat kurulabiliyor, Belediye, kurumsal desteğini vermekten imtina etmiyordu. 

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinden Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, Dokuz Eylül Üniversitesinden Prof. Dr. Doğan Yaşar ve MUSKİ Daire Başkanı Tansel Koralay'ın katıldığı panelde, yaşadığımız şu sıkıntılı günlerin yaşanmaması için atılması gereken bilimsel adımlar konuşuldu. 

Bilimselliği önemsemeyen idarecilerin tasarrufu sonucunda, ulusal basına, suyun yanlış yönetimi ile ilgili bolca malzeme verildi.

Altı yıl önceki panelistlere, Muğla'nın Denizden Su Arıtma projesinin çözüm olup olamayacağını sordum. 

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Başkanı Doçent Doktor Ceyhun Özçelik ; " Bodrum içme suyu temini açısından sorulması gereken ana soru,  içme suyu olarak arıtılmış deniz suyunun kullanması elzem mi ?

Kamuoyundaki yaygın kanının aksine Bodrum en azından bugün için (sonbaharın sonuna kadar ) susuz kalmasının sebebi, barajlarda su olmaması değil. Buralardan Bodrum'a yapılan istihkak bitse dahi, halen 15 milyon m3 civarında rezervuar suyumuz var.  İlave yeraltı suyu kaynaklarımız ve geçmiş dönemlerde kullanılan, Akgedik barajının suyu sigorta olarak mevcut. Tüm bunların 20 milyon m3 ün üzerinde olduğunu düşünüyorum. Diğer taraftan en az 15 milyon m3 kayıp kaçak söz konusu. Iİave olarak, Yeniköy termik santralinin  kullandığı 10 milyon m3'ün üzerinde Geyik barajı suyu ve Camköy, İkizköy, Karacahisar, Değirmendere, Karacören, Çamlıca ve Akbelen çevresindeki kuyulardan kullanılan sular varken, suyun yokluğundan değil en azından bugün için etkin kullanılamamasından söz edebiliriz.  Esas itibariyle, deniz suyunu vatandaşımız içerken temiz suyu başka amaçlarla kullanmak pek anlaşılır gibi değil.Etkin bir  yönetimle kimse mağdur olmadan uzlaşarak, Bodrumluların musluklarından temiz su içebilmesi sağlanabilir.

Resmi açıklamalarda konumu ve miktarı her geçen gün değişen deniz suyu arıtması, yukarıda sıraladığım kaynakların ve ilave suların etkin bir şekilde değerlendirilmesi sonrasında belki sistemin sigortası olarak düşük miktarlarda bir pilot tesis olarak düşünülebilir.  

Evvelki açıklamalarda belirtildiği üzere,  saniyede 100 litre'lik bir deniz suyu arıtma sistemi yılda bir kaç milyon m3 su sağlayacak boyuttadır. Bu nedenle, yukarıda sayılan kaynaklar yanında oldukça küçük kalacağı, Bodrum'un içme suyu problemini çözebilecek boyutta olmayacağı ve bir kaç kuyudan temin edilerek  milyon dolarlar tasarruf edilebileceği açıktır.

Henüz gündeme getirilen "çok büyük çapta  bir deniz suyu arıtma tesisi yapılması" durumunda ise,  çevresel zararlar, ekonomik kayıplar, işletme problemleri bir yana, 
Bodrumluların  musluktan su içme umudu hayal olacaktır. Yıllara sâri milyon dolarlık borç yükü ile baş başa kalınması cabası. "
diye açıklama yaptı.

Paneli düzenlediğimiz tarihte Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Teknolojisi Enstitüsü'nde başkan olan Profesör Doğan Yaşar, şimdilerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ile su sorunu ve deniz kirliliği kaynaklı konularla ilgili gündem oluyor. Muğla'nın bu atılımını ona da soru olarak yönelttim.

" Türkiye'de su sorunu yoktur, su yönetimi sorunu vardır ! " diyen hocamız, açıklamasında şu konulara dikkat çekti : " Deniz suyu arıtma 17.yüzyıla dayanır. önce gemilerde başlamış ve sonra da geçen yüzyıl adalarda ve Arabistan'da falan kullanılmaya başlanmıştır.  Ben 1980 yılında Deniz Bilimleri ve Deniz Hukuku kursları için Malta'da 3 ay kalmıştım. Tüm kullanma suyu deniz arıtmadan geliyordu. Yani deniz arıtma projeleri yapılıp belediye raflarında durması şart. Çünkü nüfus da müthiş artıyor. Ancak bizim şu anda sorunumuz kötü su yönetimi. Örneğin arıtmadan çıkan suları tarıma kazandırsak, tarım için kullanılacak yer altı sularını çekmeyiz ve bunları kullanma suyu için kullanabiliriz.

Ama projelerin yapılması şart.. Denizde  kaç metre derinlikten, nasıl bir akıntıdan, içinde mikroorganizma çeşitlerinin olduğu saptanması şart.  Çünkü biz henüz ciddi bir kuraklık yaşamadık. Dünyada bazen 5-6 yıl yağışın olmadığı yıllar vardır. " diye, açıklamada bulundu.

Son olarak, denizden su arıtma hususunda oldukça net ve sert açıklamalarda bulunan Boğaziçi Üniversitesi Profesörü Levent Kurnaz ile geçen hafta bir görüşme yaptım. Deniz suyu arıtılması konusunda yaptığı açıklama sonunda bazı kurumlar tarafından sosyal medyada saldırı ile karşılaştığını belirten hocamızın, Twitter üzerinden yaptığı açıklama ile yazının bu safhasını tamamlıyorum. 

Şöyle diyor Profesör Levent Kurnaz yaptığı paylaşımda : " Bir ülkede şehir şebeke suyunda ortalama %40 kayıp/ kaçak oranı varsa, o ülkede suyun %54'ü açık kanallarla taşınıp salma sulamada kullanılıyorsa ve o ülkedeki su kuyularının %90'ı ruhsatsızsa, bunları düzeltmeden deniz suyundan temiz su elde edilmesini önermek vatan hainliği ile eşdeğerdir benim gözümde. Ağır olduğunu biliyorum ama, su geleceğimizdir. Suyumuza sahip çıkmadan sürdürülebilirlik konuşamayız. "

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.